top of page

Anlam ve Amaç


Görselde yer alan belge bir tutanak. 1749 Yılında Fransız filozof Diderot’nun evine yapılan polis baskınını kayda geçiriyor bu tarihi belge. Yeni bitirdiği bir kitaba el koyuluyor ve yazar hapse atılıyor. Özellikle sansür edilmek istenen bir diğer eseriyse tüm aramalara rağmen bulunamıyor… Belgenin sol kısmında Diderot’nun kendi imzasını da görebiliyoruz.


Diderot, hayatının en büyük eseri olan “Ansiklopedi” konusunda 20 yıl boyunca çalışıyor ve 7.000 başlık yazıyor. Bu eser aydınlanmanın ve 1789 Fransız Devriminin temel taşlarından biri oluyor. Diderot, gördüğü baskı ile yaşadığı zorluklara rağmen hayat boyu üretmeye devam ediyor ve eserleri onu yüzyıllarca öteye taşıyor.


Bugün kendisinden bahsetmemin nedeniyse Denis Diderot’nun şu sözü:


“Kölenin en üzücü yanı zincire vurulu olduğunu bilmemesidir.”


#KendininLideri ‘nde bu hafta amaç ve anlam konusunu konuşacağız. Bence fark etmediğimiz zincirlerden kurtulmanın yolu hayatımıza anlam katabilmekten geçiyor. Bunun için de bizi harekete geçiren, tutkuyla bağlanabildiğimiz amaçlara sahip olmalıyız.


Aklım bu konularla doluyken, haftalık gazete geldi ve sizinle aşağıda paylaştığım satırları okudum. (Oksijen Gazetesi, 3 Eylül 2021, Sayfa 25)


Ece Temelkuran ‘ın satırları, benim düşünce dünyamda Diderot’nun yukarıdaki sözüyle eşleşti. 1713 Doğumlu Diderot ile çağdaş Türk yazarını birbirine bağlayan sansür, hapis, sürgün… Yani baskı var. Ama aynı zamanda da felsefe, hak arayıcılığı, edebiyat ve evrensellik.


Amaçlarım konusunda kendimi sık sık sorguluyorum; iç çelişkilerim, şüphelerim var. Ne anlamı var ki bütün bunların, sorusuyla hepimizin burun buruna yaşamıyor muyuz? Örneğin benim bütün çabalarımı yoğunlaştırdığım takım çalışması, özünde birbirine inanmak demek. Ama acaba çok mu abartıyorum?


-“Ve unutmayalım, inanmak ikna olmak değildir. İnanmak bir seçim meselesidir, insana inanmakta ısrar etmek ahlaki bir meseledir. Birbirimize inanacağız. "Ben varım, sen varsın... Olur bu iş!" Bundan sonra hep böyle. Başka da söz kabul etmiyorum.”


…diye yanıtımı alıyorum Ece Temelkuran’dan. En ufak bir çelişkin varsa birbirine inanmak konusunda, onu da hemen yok et diyor. Ben “takım olmak” diye anlıyorum 😊


-“Yaptığımız onca şey bir işe yarayacak mı, hiç kestiremeyeceğiz. İyiler kazanacak mı bilmeden, iyiler kazansın diye devam edeceğiz. Tohuma değil, toprağa değil, tohumu atan elimize inanacağız.”


…boşa mı kürek çekiyorum, bütün bu gayretler bir işe yarayacak mı diye beynimi kemiren şüpheyi silip atıyor bu satırlar. “Tohumu atan ele inanmak” diyor, ben Kendinin Lideri anlıyorum.


Comments


bottom of page