Okul tatili ve Türkiye Küçükler Satranç Şampiyonası sayesinde Belek'teyiz. Otelimizin girişinde bir şirket toplantısı programı karşıladı bizi: 09.30'da Toplantı Odası, 09.45 CEO Açılış Konuşması, 11:00 Konuk Konuşmacı, 13:30 Satış Müdürü.....18:00 - 19:30 Serbest Zaman.
Tanıdık geldi değil mi bu program ? Şahsen benim kabusum oldu!
2008 yılından beri büyük şirket toplantılarının tasarımını ve takım çalışması eğitimlerini yapıyoruz: Microsoft, Türk Tuborg, Ferrero, Franke gibi firmaların arka arkaya yıllar boyunca "Kick Off" adıyla anılan buluşmalarından bugüne kadar 50'den fazlasını gerçekleştirdik ve her sene de bizim deyimimizle bu "Takım Maceralarını" yapmaya devam ediyoruz. Benim de yıllar içinde biriktirdiğim çok neşeli görüntüler var bu çalışmalardan, örneğin birinde İK Direktörü olan hanımefendiyle hazırlık toplantımıza...
"Serkan Bey geçen sene ne yaptıysak insanları saatinde getirtemedik salona....hatta bazıları hiç gelmedi!"
...sözleriyle başlamıştık. Direktörümüz programın 3.günü olan Pazar sabahı, hem de çok "ağır" bir gala gecesinden sonra, "...ne yaptınız siz bize?! Herkes oda oda gezip birbirini uyandırıyor" derken bir taraftan da telâşla takımını toparlıyordu. (Oysa bunu yapan ben değildim, "takım" ‘dı… 😊)
İyi bir büyük şirket toplantısının püf noktaları var, birkaç paylaşıma yayarak bunlardan bahsedeceğim. Ama bir de "dünyanın en güzel yerinde ve en lüks otelinde 3 günümü kapalı bir toplantı odasında geçirdim" deyip işinden de, şirketinden de nefret ettiren hatalar var!..
Programı konuşmalarla doldurmayın. Ekipleriniz yıl boyunca yöneticilerini zaten dinliyor ve yazdıklarını okuyorlar. Kısa bir "hoş geldin" ve bizi nasıl bir yıl bekliyor konuşması, hem neşeli hem de net olduğu sürece tabii ki çok etkili ve gerekli. Ama daha fazlası değil...
Konuk konuşmacı da getirmeyin!
Çok fazla video, slayt falan da göstermeyin...
Bu "takım tuzaklarının" hepsinin ortak noktasını fark ettiniz mi? 100 kişi oturup dinliyor ve bakıyor! Hiçbir şey yapmadan öylece duruyor!!! Bu bir işkence, lütfen bundan vazgeçin... Gücünüzü, büyüklüğünüzü, pozisyonunuzu insanları boş oturmaya zorlayarak kullanmayın! Zaten emin olun herkes astral yolculuk halinde: Bedenler toplantı odasında ama ruhlar bambaşka yerlerde!!!
Formül son derece basit: 3 günlük programın birlikte geçirilecek kısmını örneğin 15 saat olarak belirlediyseniz, bunun en fazla %10'unu pasif/ölü çalışmalara, yani konuşmalara ayırın. Geri kalan zamanda herkes konuşsun, hareket etsin, oynasın!.. Ama yeter ki bitki gibi oturtmayın bizi toplantı odalarında!..
Sahne varsa hep birlikte çıkalım, sunum varsa biz yapalım, hepimiz yapalım. Sadece müzik çalsa bile yeter, zaten üçüncü dakikada doğal kimyamız gereği biz oynama başlarız 😊 Yeter ki hep birlikte yapalım…
(Devam edecek....)
Comentarios