top of page

Doğum Günün Kutlu Olsun Şebnem Ferah (Büyük Bir Kariyer Öyküsü)


Pazar kahvaltımızın sonunda müzik klipleri seyretmek istedik ailecek. Masanın ucuna bir ekran, altına da güzel bir hoparlör ekledik. Birkaç şarkı sonra da Şebnem Ferah’ın 2007’de senfoni orkestrasıyla verdiği konser belirdi ekranda. Arkasından da “o ses” doldu eve! Şebnem Ferah’ın bağrından çıkıp 3 oktava yayılan, sert ama bir o kadar da lirik, sonu hiç gelmeyecekmiş gibi hissettiren sesi. Çığlıkları. Muhteşem rock müziği.

(Kayıtsız kalmak imkânsız Şebnem Ferah’a. Kulaklardan girip içine işliyor insanın. İçimizde ne kadar nota varsa titreştiriyor. O notalar da ruhumuzun dehlizlerinde unutulmuş tüm duyguları canlandırıyor. Gençlik, öfke, çaresizlik, karşılıksız sevgi… Ya da zaten kaçıp gitmek gerekir oradan çünkü sen onu dinlemezsen, bu müzik seni kovar kaçırır! Dinlemeye, yüzleşmeye, o duyguları yaşamaya niyetin yoksa öyle fonda Şebnem Ferah çalsın diyemezsin.)


Kulaklarımın pası gittikten sonra bu müziğin kariyer tarafını düşünmeye başladım. Sahnede binlerce kişinin önünde şarkı söylerken gördüğümüz bu genç kadının arka planda neler yaşadığını. (Evet genç kadın. Çünkü 1996’da söylediği “Vazgeçtim Dünyadan” veya 2003’teki “Mayın Tarlası” onun ağzında hiç yaşlanmıyor. Çığlık genç ve gerçek!)


“Ben odamda tek başıma besteliyorum, sonra binlerce kişi hep birlikte söylüyoruz”

…diyor. Ama o bestenin sahneye ulaşana kadarki yolculuğunda ne kadar emek olduğunu biz bilemiyoruz. Şebnem Ferah kim bilir ne kadar uğraşmıştır kendini kabul ettirip ilk albümünü yapana, 1997’de İzmir’deki ilk solo konserini verene kadar. Yaklaşık 10 yıl sürmüş o noktaya gelmesi. En iyilerle, Onno Tunç ve Sezen Aksu’yla stüdyoya girmiş ilk albümünde*; kim bilir ne kadar zorlamışlardır onu? Ne kadar yetersiz hissetmiştir kendisini… (Siz kariyerinizin ilk 10 yılında neler yaşadığınızı anımsıyor musunuz? Ya da şu anda bu ilk 10 yıl içindeyseniz, kendi kendinizi her gün sorguluyorsunuz değil mi? Doğru yolda mıyım, doğru işi mi yapıyorum? İşi doğru yapıyor muyum?)

“Rock müziğin dinleyici sayısı belli, çok satamazsın tarzını değiştir” lafını kim bilir kaç defa duymuştur? Türkiye’nin çok satan pop müzik iklimi ve Kral TV’yi dolduran kliplerinde… Kaç defa daha çok kazanmak ile doğru bildiğini yapmak arasında karar vermesi gerekmiştir? (Ya biz ikinci 10 yılda aynı kariyer çizgisini koruyabildik mi? Tamamen başka bir alana mı geçtik? Daha yüksek maaş için şirket mi değiştirdik yoksa kendimizi daha çok geliştirmek için iyi maaşımızı mı bıraktık?) Şebnem Ferah kariyerinin ikinci 10 yılında elde ettiği başarılarla “en çok satan konser DVD’si” noktasına ulaşmış ve pop starlarını geride bırakmış! Rock müzik adına olmaz denen bir şeyi başarmış, bir çığır açmış.


TRT’den 2 sene arka arkaya gelen Eurovision’a katılma davetini de bu dönemde reddetmiş. Hepimizin kariyerini yaptıklarımız kadar yapmadıklarımız da şekillendiriyor. Ne kadar net bir örnek değil mi?

Bugüne gelirsek de bence önemli soru şu: Şebnem Ferah odasında kendi başına beste yapmaya devam ediyor mu? (Evet ediyor) Yani şu anda kariyerimizin hangi evresinde, kaçıncı yılında olursak olalım bu kariyerin bütününde neler ortaya çıkarabileceğimiz hâlâ bugüne bağlı. Ve yarına… Bir gün daha çalışarak, düşünerek, tasarlayarak, emek sarf ederek, parçaları birleştirerek.


Meşhur spor sloganı var ya "Biz bitti demeden bitmez" diye.
Başında da olsak, ortasında veya sonunda da -kariyerim değil- hayatım isimli kitabı yazmaya devam ediyoruz!

Doğum günün kutlu olsun Şebnem Ferah! Sahneye çıkılamayan bu çok çok zor dönemde aklımız sende. Seni gitarınla ve piyanonun başında hayal ediyor, şarkını duymak için sabırsızlanıyoruz.


(Fotoğraf: instagram.com/sebnemferah/ )

Comentarios


bottom of page