İncir

- İlk yüklemeyi gemi değil tırla yapın. Çift şoförle hızlı gelsin Paris’e…”

Dünyanın en büyük hız yarışı olan Formula 1 bugün İstanbul’da koşulacak ve bütün dünya heyecanla ekran başına geçecek. Ama geçtiğimiz hafta ülkemizde bir büyük yarış daha vardı ve bu yarış:

🏎 Zamana karşı,

🏎 Türkiye’den onbinlerce kişinin katıldığı,

🏎 1800’lerden beri yapılan,

🏎 Yılda bir kere düzenlenen,

🏎 Her bitirenin kazandığı, ama ilk sıralarda olanların daha büyük ödüller aldığı bir yarış.

Yarış tarihi starttan yaklaşık 1 ay kadar önce açıklanıyor. O süre içinde en iyi malları seçip, elle tek tek işleyip, çok özenli bir şekilde paketlemeniz gerekiyor. Ardından da ziraat, analiz, dolaşım gibi son derece zahmetli evrakları tamamlamanız… Her şey hazır olduğunda da bir de tıra veya konteynere ihtiyacınız var ki o tarihte bunlar karaborsa!

“Yarış” dememin nedeniyse şu: İlk yükleyeceğiniz malın değeri “10” olacaksa, ondan birkaç gün sonraki 8 edecek; bir hafta sonrakiyse 6. Çünkü sezonun ilk ürünü çok değerli ve meraklısı bir yıldır onu bekliyor!

- “…2021 sezonu KURU İNCİR ilk yükleme tarihinin 6 Ekim 2021 Çarşamba günü olmasının uygun görüldüğü…”

Ticaret Bakanlığı’nın bu yazısı sonucu, 4 gün önce yüzlerce tır ve konteyner ülkemizden dünyanın dört bir yanına doğru hareket etti.

🍀 Eskiden de kervanlar taşırmış inciri İzmir limanına; oradan da mavnalar…

🍀 Fransız Kralı 14. Louis inciri o kadar severmiş ki, bahçıvanı 700’den fazla ve farklı türlerde incir ağacı dikmiş Versailles’a!

🍀 Antik Yunan mitolojisinde ilk olarak bir tanrıça hediye etmiş incir ağacını insanlığa. Onu evlerinde saklayarak tanrıların gazabından koruyan aileye minnetini göstermek için… Oysa bizde “ocağına incir ağacı dikmek” diye bir deyim vardır 😊 O kadar kolay çıkar…

Çok da değerlidir incirimiz: Dünyanın en büyük üreticisiyizdir ve kendi türünde tektir, münhasır bir Türkiye ürünüdür. 200 Milyon Dolar’ın üstünde bir kazanç sağlar ülkemize her yıl.

En acı haberse, üretim bölgesinde kurulan enerji santralleri nedeniyle son incir rekoltesinin her yıl azalmasıdır.

Bugün inciri yazmamın nedeniyse bambaşka. Bu cennet meyvesi, iki farklı şeyin #tamkıvamında birleşiminden doğuyor: Denizden esen meltem rüzgârının taşıdığı, Ege’de dağların denize dik uzanması sayesinde içerilere kadar girebilen NEM ile Anadolu yazının cömert GÜNEŞİ.

🎭 Eğer nem olup da güneş olmazsa meyve çatlıyor;

🎭 Eğer güneş olup da nem olmazsa meyve küçücük ve kara kuru kalıyor.

Nemle beslenip büyüyen meyve, doğru zamanda ve doğru miktarda güneş alınca ortaya incir mucizesi çıkıyor.

Ben kendi hayatıma dönüp baktığımdaysa:

🎭 Yapma hevesi, başarma hırsı -aşırı!- olup da denge, sabır ve güler yüzüm olmazsa mutsuz,

🎭 Denge, sabır ve güler yüzüm olup da yeterli hevesim olmazsa da başarısız…

… bir Serkan olduğumu biliyorum. Şimdi hep bu ikisinin kıvamını tutturma peşindeyim.

Peki yaz sizin #tamkıvamında birleşiminiz hangisi?

Her gün ve hep birlikte, incir tadında meyveler verebilmek dileğiyle 😊