Becky Hammon NBA’de San Antonio Spurs basketbol takımının yardımcı antrenörü. Kendisi 1.68 Boyunda ve 1977 doğumlu. Bu sezon 30 Aralık’ta LA Lakers maçında, bir anda kendini baş antrenör olarak buldu! Büyük bir öfke buhranı geçiren asıl antrenör hakemler tarafından maçtan ihraç edildi ve sahayı terk ederken vekili olarak Becky Hammon’u atadı. (Tabii bu aynı zamanda tarihi bir olay çünkü ilk defa bir kadın antrenör NBA’de takımın başına geçmiş oldu.) Bu ani rol değişikliği gerçekleştiğinde acaba kendisini nasıl hissetti Becky Hammon? Molada etrafını çevirdiklerinde onu tamamen görünmez kılan bu 2 metrelik adamlara liderlik etmeye hazır mıydı?
Benzer durum voleybolda da çok çarpıcıdır: En önemli sayıda bir anda pasör olarak yedekten maça girersiniz! Her şey saniyeler içinde ve tek bir top temasıyla olup biter: Karşıdan servis atılır, takım arkadaşınız manşeti alır ve top sizin ellerinize gelir. Bir karar, bir vuruş. Hazır mısınız değil misiniz diye kimse sormaz. (Ve o fırsatı iyi değerlendiremezseniz de hep yedekte kalırsınız…)
Peki biz ne yapıyoruz yardımcı pozisyondayken?
Bizden beklenen kadarını yapmakla mı yetiniyor yoksa o işin asıl sorumlusu bizmişiz gibi mi davranıyoruz?
Sonuç almayı şahsi meselemiz gibi mi görüyoruz, yoksa bir adım geride kalıp başarısızlık riskini başkasına mı bırakıyoruz?
Başarmayı, birinci olmayı en çok biz mi istiyoruz takımda?
Daha fazlasını düşünmek, daha ötesini görmek, daha fazla gayret sarf etmek için mi oradayız?
Fenerbahçe Beko basketbol takımının yardımcı antrenörü Erdem Can da bu durumu yaşadı geçtiğimiz günlerde. Bütün sezon uğraşarak Euroleague’de play-off’a kalma başarısı gösterildi ve serinin ilk maçından hemen önce baş antrenör hastalandı. Play-off’un 3 maçına da takımın başında Erdem Can çıktı. 8 Yıllık Fenerbahçe kariyeri sonucunda o gün ve o an bu göreve hazır mıydı? (Yorumcular “evet” diyor)
Liderliği bize kimse vermeyecek. Belki aniden kendimizi gösterme fırsatı bulacağız ama daha da önemlisi o fırsat geldiğinde hazır olup olmayacağımız.
Kendimize liderlik etmeye, süreçleri ve hedefleri sahiplenmeye başlarsak, işte o zaman insanlara liderlik etmek de kendiliğinden gelecek. “Lider” sıfatını hakketmek de…
Büyük soru şu: “Liderliği almak” sözünü duyduğumuzda bunu “liderliği birinin elinden almak” diye mi algılıyoruz? Belki de sadece liderliği ele almaktır. 😊
(Fotoğraf David Dow, fortune.com)
Comments