top of page

Olimpiyat Şampiyonu



Mete Gazoz yayını geriyor, atışını yapmak için 20 saniyesi var. İşaret parmağı çenesine değecek kadar çekiyor kolunu, yay telini de yanağında hissediyor olmalı... Nabzı 158 atıyor.


Birazdan Tokyo Olimpiyatları’ndaki son atışını yapacak sporcumuz. İtalyan rakibi de çok iyi gidiyor, nitekim şu ana kadar 4 seti Mete, 4 seti rakibi almış durumdalar. Bu 9.set olimpiyat şampiyonunu belirleyecek…


Mete ilk atışında 9 vuruyor, rakibi 8. İkinci atışı muhteşem bir 10 puan! Ama rakibi de 10 vuruyor… Son atışlara gelindiğinde arada 1 puan fark var yalnızca.


Okçulukta odaklanma çok önemli çünkü aslında aynı mesafeden, aynı malzemelerle, hep aynı boyda bir hedefe atış yaparak hazırlanıyorsunuz. Onbinlerce defa tekrarlıyorsunuz bu atışı. Peki neden müsabaka anında o atış artık bambaşka bir zorluğa bürünüyor? Çünkü üzerinizde baskı var ve odaklanmak çok çok daha zor. Rakibin varlığı sizi baskılıyor, tribündeki seyirciler, canlı yayın…


“Kendini sonuçtan arındırmalısın” diyor Mentalaccelerator* (bk. yorumlar). “Kendine ve hedef tahtasına odaklan, 10 puan almaya değil. Senin parmağından hedefe kadar bir devamlılık çizgisi oluşmalı”.


Basketboldaki serbest atış da odaklanmanın çok zorlu bir örneği. Maçın bitimine bir saniye kala ve 1 sayı farkla gerideyken, kendinizi serbest atış çizgisinde elinizde topla bulabiliyorsunuz!


“Derin bir nefes almak en iyi odaklanma aracıdır” diyor Hooptactics*. “Çoğu oyuncu bir de mantra kullanır, deliksiz geliyor”, gibi…


Golf de korkunç bir odaklanma sporu, bazı atışların ucunda milyon Dolarlar dönüyor! Golfte odaklanma taktiklerini kaleme alan David MacKenzie*, atış anını ve atış dışı zamanı birbirinden ayırıyor. Oyun 5 saat sürebiliyor, atış yapmaya geldiğimizde tüm odaklanma enerjimize sahip olabilmek için, atış dışındaki zamanı doğru yönetebilmek gerek diyor.


.Geçmiş vuruşları,

.Bir sonraki vuruşu,

.Vuruş hareketini,

.Skoru,

. Sizi geren herhangi bir şeyi düşünmeyin diyor.


Enerjimizi tüketecek bu düşüncelerden kaçınabilmek için de “anda kalma” yöntemini vurguluyor:


“Yorum yapmadan ve yargılamadan etrafının farkına varmak”


Ne kadar basit bir formül değil mi? Oysa sürekli uyaran bombardımanı altındayız, çıldıracak duruma geliyoruz… Konu zaten hepimizin gündeminde, bu kısmını uzatmayıp hemen soru(n)larıma geçeceğim 😊


-Anda kalabilmek benim için en çok ne zaman önemli?


Bu soruya benim yanıtım basit: Oğlumla birlikteyken.


-Yorum yapmadan ve yargılamadan “yaşamakta” en çok ne zaman zorlanıyorum?


Benim yanıtım “bire bir görüşmelerimde” çünkü iç sesimi kapatmakta çok zorlanıyorum. Söylemek istediğim, sormak istediğim şeyler beynime hücum ediyor…


Siz nasıl başarıyorsunuz böyle “anların” içinde kalmayı?


Ve 22 yaşındaki bu genç adam parmağını gerili yaydan hafifçe kaydırıyor. Serbest kalan ok saatte 199Km hızla ileri doğru fırlıyor. Ekranda önce boş hedefin görüntüsü var, ama 1 saniye sonra ok gelip o kırmızı yuvarlağa saplanıyor! 10 Tam puan!!!


Okçumuz -gururumuz- Mete Gazoz olimpiyat şampiyonu 😊


(Fotoğraf*: Jeffrey Czum - Pexels)


Comments


bottom of page