top of page

Parfümün Dansı




80’lerde pisliği ve kokusuyla meşhur İzmir Körfezi’nde yıllarca yarıştım. Kokusundan arabayla geçerken camları kapattığınız, rüzgârlı günlerde evin penceresini açamayacağınız bu denizde -denizin üstünde ve içinde!- çok zaman geçirdim. Böylece koklama duyumu yitirdiğime inanıyorum. Ya da belki zaten hep öyleydi ve ben böyle bir hikâye uydurdum kendime 😊 İşte bu nedenle koku benim için bir bilinmezliktir.


Aynı zamanda bir farkındalık meselesidir koku: Ya herkesin duyduğu ama benim farkında olmadığım bir ter kokusu geliyorsa benden? Bir de insan kokuya alışır zaten, farkına bile varmadan zehirlenirsiniz kapalı ortamda! Ya da uzun süren bir toplantıda, oradakiler rahatsız değilken dışarıdan gelen biri fark eder ortamın ne kadar havasız kaldığını…


⛵ Buradaki farkındalık, koku alma konusundaki zaafım sayesinde beni daha tetikte olmaya itiyor.


Ve soru: Hiç farkında olmadığımız için tetikte duramadığımız neler var -iş- hayatımızda?


Fransa’nın Côte d’Azur bölgesini Cannes ve Nice gibi meşhur sahil şehirleriyle biliriz. Oysa bölgenin iç taraflarında yer alan Grasse da parfüm konusunda çok ünlüdür. Seneler önce buradaki parfüm müzesini gezmiş ve bir kokunun üretim sürecinin ne kadar meşakkatli olduğunu hayretle görmüştüm. Bitkilerin seçilmesi, özüt haline getirilmesi, damıtılması… Kokunun kalıcılığı ve muhafaza edilebilmesi için kullanılan teknoloji.

🌼 Uzaktan baktığımda “ne olacak ki birkaç kokuyu karıştırıyorsun işte” diyebileceğim bir şeyin arkasındaki yüzlerce yıllık bilgi birikimi, hayret ve hayranlık uyandıran bir meslek var.


Ve soru: Yeterince yakından bakmadığım için “ne olacak ki” deyip küçümsediğim başka neler var -işte- etrafımda?


Hayatımdaki bir başa etkisi de gıda ve içecek tadımlarında kokunun çok kritik bir rolü olduğunu öğrendiğimde olmuştur. E ben pek koku alamıyorum, demek ki tadım konusunda da ustalaşamam diye düşünmüştüm. Sevgili arkadaşım Bülent önüme bir kutu koymuş ve içindeki küçük mumlara benzeyen 40 tane farklı yuvarlığı göstermişti. Hepsi birbirinden farklı tonlarda olan bu mumları tek tek elime alıp kokladığımda çok şaşırmış, mumun arkasını çevirdiğimdeyse vanilya, amber, ayva gibi etiketleri görmüştüm.


Evet, sadece çalışmak gerekiyormuş koku alma duyumuzu geliştirmek için. Koklayıp ardından da etiketi doğru tahmin edebilmek. Bu kadar basit, çünkü beynimizde o repertuvar oluştuktan sonra, tattığımız yiyecek ve içeceklerde de aynı kokuları ayırt edebiliyormuşuz. (Tabii bu işin de büyük bir Allah vergisi yetenek tarafı olduğunu yadsımıyorum).


☀ Hayatta her becerini geliştirebiliyorsun. Olduğun yerde saymak zorunda değilsin; belki o işte – o işin- en iyisi olamayabilirsin ama bugünkünden çok daha iyi bir seviyeye gelirsin. Her şeyde.


Ve soru: Daha iyi olamayacağımı baştan kabullendiğim için hiç dokunmadığım neler var hayatımda?


Her günümüzde her adımımızda bileğimizde olsun bu 3 altın bilezik.

En zengin biz olalım 😊


(Fotoğraf: France.fr – Parfüm Müzesi)

Comments


bottom of page