Eski bir öykü, kendilerine ne yaptıkları sorulan 3 taş ustasını anlatır. Birincisi “Hayatımı kazanıyorum” diye yanıt verir. İkincisi çekici vurmaya devam ederken “Tüm dünyadaki en iyi taş ustalığını yapıyorum” der. Üçüncüsü gözlerini kaldırıp öngörülü bir ışıltıyla bakar ve “Bir katedral inşa ediyorum” der. (Peter Drucker*)
Birazdan Drucker’ın bu 3 taş ustasından yola çıkarak iş hayatını nasıl tarif ettiğini öğreneceğiz. Ama biz hemen çuvaldızı kendimize batıralım: Ben bu 3 ustadan hangisiyim?
Gelişme kaydedebilmek için, yönetebileceğimiz en ufak parçayı arayalım. Çünkü hangi usta olduğumuz sorusuna genel bir yanıt vermek pek de işimize yaramayacak… Oysa spesifik olarak söylersek:
🌈 Sözleşme incelerken 1. ustayım, hayatımı kazanıyorum;
🌈 Yeni bir sözleşme mimarisi kurgularken 2. ustayım, dünyanın en iyisi oluyorum;
🌈 Kurumun başarısı için en önemli ortaklık sözleşmesini optimize ederken ise 3. ustayım.
Yani günün hangi saatinde ve hangi işi yaparken kim olduğumu belirlemem daha yararlı bir inceleme. Ardından da asıl büyük soru sorulabilir:
Bu 3 kategorinin toplamında sonuç ne çıkıyor? Günümün %90’ını hayatımı kazanarak mı geçiyorum?
Drucker her zamanki gibi lafı hiç evirip çevirmeden söylüyor:
🔑 ”Üçüncü adam tabii ki gerçek bir #yönetici dir.
🔑 Birinci adam çalışmadan ne çıkarmak istediğini bilir ve bunu yapmayı da başarır. […] Fakat bir yönetici değildir ve asla da olamayacaktır.
🔑 Sorun olan ise ikinci adamdır. Zanaat esastır. Eğer bir kuruluş, üyelerinin yetenekleri dahilindeki en yüksek ustalıklarını talep etmezse hevesleri kırar. Ama hakiki işçinin, hakiki profesyonelin, esasen yaptığı çalışma sadece taşları cilalamak veya dipnotları toplamakken, bir şey başardığını düşünmesi gibi bir tehlike de her zaman vardır. Bir ticari kuruluşta #ustalık teşvik edilmelidir. Fakat bu her zaman bütünün ihtiyaçlarıyla ilişkili olmalıdır.”
Satırların devamı okunduğunda yazarın işteki uzmanlaşmayı ve ustalığı övdüğünü, ancak bunun hiçbir zaman başlı başına bir amaca dönüşmemesi gerektiği hususunu vurguladığını görüyoruz. #Ortakamaç her şeyin üstünde kalmalı ve herkesin birinci önceliği binayı yapmak olmalı. Taş ustalığı değil...
Ben yine her şeyi -bir kez daha!- takım çalışmasına bağlayacağım:
🌼 En iyi takım, en iyi oyunculardan oluşur. (Ustalık, uzmanlık).
🌼 En iyi takım, oyuncularından en iyisini isteyendir. (Özerklik. Hiçbir hevesin kırılmaması, kişisel motivasyonların en üst seviyede muhafaza edilmesi.)
🌼 En iyi takım, ortak amacı en kuvvetli olandır. (Amaç ve inanç)
En iyi takımı performansın 3 kriteri olan ustalık, özerklik ve amaçla tarif ettik.
Şimdi hep birlikte ortak aklımızı konuşturacağımız kısma gelelim:
"3 Usta hikâyesinin kıssadan hissesiyle, ben nasıl en iyi takım oyuncusu olurum?"
(Çünkü her şey “ben” de bitiyor. #KendininLideri )
تعليقات